
Z – Ölümsüz
Yönetmen Costa-Gavras
Senaryo Vasilis Vasilikos, Jorge Semprún
Ödüller 2 Oscar Kazandı. Diğer 9 ödül & 12 adaylık.
Devrimci-Sosyalist bir politikacı olan Dr.Lambrakis ,(Yves Montand)barış savunucularının gösterisinde devletin sağ kanadının organize ettiği bir suikaste kurban gider. Cinayetin hemen arkasından devlet ve ordu görevlilerinin yaptıkları tek şey, olayı örtbas etmek için gerekli delilleri ortadan kaldırmaktır. Fakat prosedür gereği açılan davaya atanan savcı, olayın derinlerine indikçe karşılaştığı akıl almaz gerçeklerle yılmadan tıpkı bir dedektif gibi araştırmasına devam eder. Ama bu araştırma sırasında karşısına çıkan engeller, devletin içinde tahmininden de derin makamlardan gelecektir.
Jean-Louis Trintignant'ın bir savcıyı ve Yves Montand'ın da solcu bir partinin önde gelen temsilcilerinden birini canlandırdığı filmde barışın önemi, faşist çeteler ile hükümet içindeki güçlerin ilişkisi bağlamında derin devlet sorunsalı irdelenmektedir.
Filmde Yunanistan'ın adı hiç verilmemesine karşın, aslında 1963 yılında suikasta kurban giden Grigoris Lambrakis ve çevresinde dönen olaylar anlatılmaktadır.
Film, En İyi Yabancı Film dalında Oscar Ödülü kazanmıştır. Cannes'da Jean-Louis Trintignant bu film ile En İyi Aktör ödülünü aldı. New York Film eleştirmenleri (New York Film Critics) ve Ulusal Film Eleştirmenleri Derneği (National Society of Film Critics) filmi En İyi Film olarak değerlendirdiler.
Jean-Louis Trintignant'ın bir savcıyı ve Yves Montand'ın da solcu bir partinin önde gelen temsilcilerinden birini canlandırdığı filmde barışın önemi, faşist çeteler ile hükümet içindeki güçlerin ilişkisi bağlamında derin devlet sorunsalı irdelenmektedir.
Filmde Yunanistan'ın adı hiç verilmemesine karşın, aslında 1963 yılında suikasta kurban giden Grigoris Lambrakis ve çevresinde dönen olaylar anlatılmaktadır.
Film, En İyi Yabancı Film dalında Oscar Ödülü kazanmıştır. Cannes'da Jean-Louis Trintignant bu film ile En İyi Aktör ödülünü aldı. New York Film eleştirmenleri (New York Film Critics) ve Ulusal Film Eleştirmenleri Derneği (National Society of Film Critics) filmi En İyi Film olarak değerlendirdiler.
Site yöneticisine soruyorum açıklama kısmına kasıtlı mı liberal diye yazdınız? Filmde adam liberal falan değil. Yönetmen ve müziğini yapan kişi hayatları boyunca komünizm için mücadele eden insanlar saygısızlık etmeyin
Merhabalar yiğit. Film konularını bizde kaynak altyazıları aldığımız sitelerden koyuyoruz. Neden kasıtlı bir şekilde müdehale edelim? Şu an farklı bir siteden alıp güncelledim. Bu tür istek şikayet eleştiri öneri gibi durumlar uygun bir dille iletildiğinde kontrol edip dönüş sağlıyorum. Keyifli seyirlerin olsun.
birincisi adam komünist değil.
ikincisi liberal lafı neden sizleri öfkelendiriyor? temelde liberal özgürlükçü demektir
muhteşem. muhteşem. muhteşem… düşünen biri için bu filmi izlememiş olmak büyük eksiklik..
Çok iyi. Kesinlikle izleyin.
Evet hikaye güzel, yüreğe dokunuyor ama yalan. Hani bir söz vardı; gerçeğin bir kısmını söylememek yalan söylemektir. BU film bunu yapıyor. 60lar 70ler boyunca birçok ülkede sağ sol olayları yaşandı. İki tarafta şiddeti benimsedi ve kullandı. İki tarafta da ölümler suikastler oldu ve her ölüm çok acıdır, yakınlarının üzüntüsü, göz yaşı, yıkılışı gerçektir. Devletler bu ölümler üzerinden politika yürüttüler. Ama şimdi medyada ve sinemada sol şiddete başvurmamış hep saldırıya uğramış gibi anlatılıyor. Bu çok utanmazca ve yüzsüzce bir yalan. Çünkü Komünizmin kuruluşundan itibaren bir devrim amacı vardır ve devrime giden yol şiddet ve terörden geçer. Hemen Komünizmin kurucu babalarından ve değişik ülkelerdeki temsilcilerinden bir iki alıntı yapalım. ““Bağrında yeni bir toplum yatan bütün eski toplumların ebesi şiddettir.” F. Engels “Terör, belirli koşullar altında kesinlikle işe yarar ve hatta zorunlu savaş yöntemlerinden biridir.” Lenin ” devrim devrimci sınıfın amacına elinin altındaki bütün yöntemleri kullanarak – gerekirse silahlı bir ayaklanmayla, icabında terörizmle – ulaşmasını gerektirir.” Troçki “Devrim bir ayaklanmadır, bir sınıfın başka bir sınıfı devirdiği bir şiddet hareketedir.” Mao “Ellerini sınıf düşmanlarının kanına batırmamış olanların komünist olarak adlandırılması çok zordur.” Çaru Mazumdar. Örnekler çoğaltılabilir. Googleda komünizm ve şiddet diye kısa bir araştırma yapın solcuların şiddeti övdüğü bir yöntem olarak kullanılması gerektiğini söylediği yüzlerce makale bulursunuz. Hal böyleyken bizler konuşup emeği, eşitliği, kardeşliği anlatıyorduk devlet ve milliyetçiler bize saldırıyordu durmadan hikayesi solcuların yüzsüz ve utanmaz bir yalanıdır. Mesela Türkiyede çok bahsedilen Deniz Gezmiş, Mahir Çayanlar gidip Lübnanda bomba eğitimi almışlardır araştırın saklı gizli bilinmeyen bir şey değil. Bir insan patlatmayacaksa neden bomba eğitimi alsın ki? Ha patlatıyorsa da teröristtir zaten. O zaman kalkıpbiz masumuz bize şiddet uygulandı demek utanmazlık olur. 1980 öncesi sol yayınlarda açık açık terörle halkıın dikkatini çekip, gücünü arttırıp devrime gidileceği yazılarak terör adeta kutsanır. Bu film işte solcu yüzsüzlüğü ile çekilmiş olayı tek taraflı anlatan bir film. Evet bir insanın öldürülmesi her zaman kayıptır, cinayettir. Filmin bunu anlatması gerçeği çarpıttığını değiştirmiyor ve yalanın hüzünle bir şekilde anlatılması yalancının yalancılık vasfını yok etmiyor. Şiddeti başlatan, ilk kaynağı komünizmin devrimin her zaman şiddet yoluyla gelmesi gerektiği yönündeki teorisidir. Yani öyle polisin emrinde aşağılık, kalleş, kötü milliyetçiler( faşistler) şiddete başvurmadan konuşarak kitlelere ulaşmaya çalışan masum solcular diye bir şey yok. Ama gençlerimiz pek fazla okuyup araştırmadığı için medya da bu yalanları yutturuyor. Bu söylediklerimden hoşlanmayan arkadaşlar erinmeyin kısa bir araştırma yapın tek kelime yalan yazmadığımı göreceksiniz.
uzun uzun yazmışsınız ama neden bahsettiğinize dair hiçbir fikriniz yok. olay bir hikaye değil, gerçeklere dayanmaktadır. Grigoris Lambrakis adlı bir Yunan siyasetçinin yaşamını yansıtmaktadır. Olayların aynen filmde anlatıldığı gibi geçtiği bilinen bir gerçektir, tartışmaya açık değildir. Grigoris bir “komünist” değil, barış yanlısı ve nükleer silahlanma karşıtı bir aktivistir. (filmi gözünüzle izleseniz bile anlardınız zaten onu anlatıyor, başka bir şey bilmeye gerek yok) lakin sizin gibi sağcılar, hakikatle değil propogandayla ilgilenir, hakkında hiçbir fikriniz olmayan 55 yıl önce başka bir ülkede olmuş olaya dair bile işkembeden uydurur, konuyla alakasız şeylerden bahseder ve ahkam kesersiniz. (sağcı olduğunuz belli çünkü iflmde eleştirilen faşizmi savunma gereği duymuşsunuz, aynı tarafta olmasanız yukarıdaki 1 ton boş lafı etmezdiniz.) birisi çıkar açık seçik var olan devlet terörünü, faşist baskıyı eleştirir, siz kimin konuştuğuna bile bakmadan “ama solcular da bikbik..” dersiniz. bu da sizi kendiniz ne kadar şiddet karşıtı olduğunuzu söyleseniz de, kimseye elinizi kaldırmamış olsanız da bu terörün suç ortağı yapar bunu da bilin. bahsettiğiniz şeylerin (maodur lenindir bilmemne) filmin hikayesiyle hiç alakası yok. ama siz her muhalife, müesses nizama karşı çıkan herkesekomünist deyip suçlu ilan etmeyi meslek edinmişsiniz zaten. filmdeki örtbas eden karakterlerden birisiniz haberiniz yok. son olarak vahim boyutlardaki cehaletiniz ne kadar okusanız da ortadan kalkmayacak, hakikat en korktuğunuz şey çünkü.
Yorumunun bir iki satırını okudum gerisini okuma gereği duymadım, sonra sana cevap veren arkadaşın cevabını görünce dedim hele bakayım bu ne saçmalamış, müthiş bir cahilsin, ilim irfan içinde geçir hayatını, bin yıl yasa ve durmaksızın araştır oku, cahilliğin Google dan hastalık tedavisi bakıp doktora gitmeyen terliksi varlıklardan öteye bir adım varamazsın. Sen ve senin gibileri umutsuz vakasınız, sizin gibileri yüzünden ne bu ülkeye ne de dünyaya demokrasi asla gelmeyecek, ve ne yazık ki gelecek nesillere iyi bir gelecek bırakmayacağız.
Allah emanetini sizin gibilerinden alsın. Fazla zararsiniz doğaya, insana.
aynı türkiye.
oldukça gerçekçi ve bir o kadar da düşündürücü muhteşem bir başyapıt..
soundtrack ve geçmişi anlatışı aklınızdan çıkmayabilir.
çok iyi…