
The Lord of the Rings: The Return of the King – Yüzüklerin Efendisi: Kralın Dönüşü
- IMDb Puanı 8.9
- Yapım Yılı 2003
- Ülke Amerika
- Yapım Şirketi New Line Cinema
- Film Süresi 201 dakika
Yönetmen Peter Jackson
Senaryo J.R.R. Tolkien, Fran Walsh, Philippa Boyens, Peter Jackson
Ödüller 11 Oscar Kazandı. Diğer 197 ödül & 122 adaylık.
Kıyamet günü ortamını yaşayan Orta Dünya’da, Yüzük Savaşı’nın son ve en büyük mücadelesine hoşgeldiniz. Bir yanda güvenilmez Gollum’un rehberlik ettiği yüzük taşıyıcısı Frodo ve yoldaşı Sam, Mordor’a ulaşıp Tek Yüzük’ü yok edebilecekleri tek yere götürmeye çalışıyorlar. Diğer yanda Rohan Atlıları ve Ent’lerle güç birliği yaparak Saruman’ı alt etmiş olan Gandalf, Aragorn ve diğer dostlarımız Karanlıklar Efendisi’nin tehtidi altındaki Gondor’a varıp savunmak zorundalar. Gondor’un savunması, hiç kuşkusuz Miğfer Dibi Muharebesi’nden daha kolay olmayacak. Zira Sauron’un orduları çoktan harekete geçmiş durumda. Eğer bunu başarabilirlerse Gondor’u, Isuldur’un kanından gerçek bir Kral ve Kral’ı da daha öncekilerden çok daha çetin savaşların beklediği aşikar. Yüzük Frodo’yu etkisi altına alıp yeni bir Gollum mu yaratacak? Yüzük Kardeşliği üyelerin Galadriel’in aynasında görmüş oldukları felaket sahneleri gerçek olacak mı? Hobbitköy’ü bekleyen tehlike nedir? Elflerin terkettiği Orta Dünya’da, Sauron yenilse bile İnsanların hükmedeceği yeni çağda Kral kim olacak? Kral, atası Isuldur’un zayıflığını tekrar edecek mi? Ve herşeyden önemlisi Kral, Sauron karşısında muzaffer olacak mı?
Bu ve diğer sayısız sorunun cevabı ile Orta Dünya’nın kaderini, hiç kuşkusuz küçük bir Hobbit’in insanüstü mücadelesinin sonuçları belirleyecek. The Lord of the Rings: The Return of the King - Yüzüklerin Efendisi: Kralın Dönüşü 720P görüntü kalitesinde altyazılı izle meniz için sizlerle...
Bu ve diğer sayısız sorunun cevabı ile Orta Dünya’nın kaderini, hiç kuşkusuz küçük bir Hobbit’in insanüstü mücadelesinin sonuçları belirleyecek. The Lord of the Rings: The Return of the King - Yüzüklerin Efendisi: Kralın Dönüşü 720P görüntü kalitesinde altyazılı izle meniz için sizlerle...
Çeviride kültür mirasımıza ait kelimelerin kullanılmasına epey içerlemiş kendine yabancılaşmış sömürge ürünü kafalara ait bazı yorumlara cevap Atilla İlhan’dan gelsin:
Tarih ve Dil İle İlgili Bir Hatıra:
Edebiyatçı, şair ve gazeteci Attila İlhan Paris’te Türkolog Prof. Carlieri ziyaretindeki bir hatırasını şöyle dile getiriyor:
Üniversite öğrencisi Fransızlarla “takıştık”. Kral 1. François ‘nın, uğradığı Cermen yenilgisinden sonra, Kanûni Sultan Süleyman ‘dan yardım istediğine inanmıyorlar.
Marsilya ‘ya iki kalyon gönderdiğine filan! Hele Padişahın, krala yazdığı mektubu, aklımda kaldığı kadarıyla, nakledince, küplere bindiler o zaman.
“- Bir Türkolog bulun da, yüzleşelim!” dedim.
İşte Prof. Carlier , buldukları Türkolog
Sâkin, kendi hâlinde bir zat! Beni kibarca karşıladı, düzgün Türkçesiyle “safa geldiniz” dedi.
Olayı, Türkçe olarak benden dinledi, gülümsedi. öğrencilere dönüp:
“- Demek inanmıyorsunuz?
Bu tarihi bir gerçektir” dedi.
Hayır inanmıyorlardı, o kadar ki, adamcağız kütüphaneden, ciltli kocaman bir kitap çıkarıp göstermek zorunda kaldı.
Orada üstelik, padişahın mektubunun, sûreti de var.
Hani adama,
”Ben ki…” diye başlayıp, bilinmez kaç unvanını sıraladıktan sonra;
”-Sen ki Françeska eyâletinin beyi François’ın!” dediği!
…
Ben, tam çıkacağım, kolumdan tutuyor.
Eğilip, sır söyler gibi, alçak bir sesle:
”- Delikanlı, Türkçeye ne yaptınız?” diye soruyor.
Dilimin döndüğünce ona, “Dil Devrimi’ ni izâha çalışıyorum, Türkçenin Arapça ve Acemce’nin istilâsına uğradığını, vs.. vs.. vs…”
Meğerse neymiş?..
Beni mütebessim dinlemişti.
Susunca, aynı fısıltıya yakın sesle, o söze başladı.
Bilmediğim, o zamana kadar işitmediğim şeyler söylüyor ;
”Ümmet toplumlarında dil – dolayısıyla kültür- dine göre değişirmiş.
Onca böyle büyük üç adet ümmet toplumu ve sentezi var;
birisi, Batı/Hıristiyan toplumu,
ikincisi Doğu/Müslüman toplumu; üçüncüsü, daha doğudaki, semavi olmayan dinler topluluğu!
Ümmet toplumunda, başat dil, dinin kendini ifâde ettiği dil:
Batı’da bu, Yunanca/ Latince olarak görünüyor;
Osmanlı’da, Arapça/Farsça olması, son derece normal;
zira Müslümanlığın ümmet dili, bu iki dil…”
“Batı ülkeleri, Fransa, İtalya ve İspanya, nasıl millet diline geçerken, Yunanca/Latince kökenli birçok kelime, hatta kuralı aldılar kullandılarsa;
Türkler de, Selçuklu/Osmanlı ümmet sentezinden, millet sentezine geçerken, dillerinde elbette Farsça/Arapça kelimeler bulunacaktır; ve bunda yadırganacak şey yok; ya da asıl yadırganması gereken, “özleştirme”adı altında dilin budanıp kuşa çevrilmesi:
Zira böyle yetiştirilen genç kuşakların, ecdadın dilini anlaması imkânsızdır.
Bu da, kendi kurdukları (Selçuklu/Osmanlı) medeniyet sentezinden kopmalarına, boşlukta kalmalarına yol açar!..”
Hayret -biraz da dehşetle- dinliyordum; elimde olmaksızın, belki de onu “madara etmek” maksadıyla, sözünü keserek sordum:
”-Peki, şimdi siz Fransızca’daki Yunan/Latin kökenli kelimeleri atsanız, ne olur?”
Cevabı unutulur gibi değildir:
”-Atamayız, çünkü geriye kalsa kalsa, yüz, bilemedin iki yüz kelime kalır. O da konuşmaya yetmez.”
Dönem, Cumhurbaşkanlığı sanat danışmanı Nurullah Bey ‘in (Ataç) ‘alenen ve resmen’;
“- Yunanca ve Latinceye geçmeliyiz, onlar gibi olmalıyız, onlara benzemeliyiz!” dediği dönem.
Bunu söylediğim zaman, Prof. Carlier’den aldığım cevabı, tahmin edebilirsiniz:
“ – Biz bunu sömürgelerde uyguladık. Kimliklerini, kişiliklerini yitirdiler!”
Sabri Esat Siyavuşgil’i okudum böyle tedavülden kalkmış kelimelere tesadüf etmedim. Son derece dikkat dağıtıcı bir altyazılı olmuş. Kitap çevirmiyoruz, filme altyazı ekliyoruz. Kitapta kullanılan İngilizce eski İngilizce olabilir, bu filmde böyle bir şey görmüyorum. Gayet anlaşılır bir İngilizce kullanılmış.
Başladığım günden itibaren, 5. günün şafağında doğuya bakarak son filmi de bitirdim 🙂 Gördüğüm tek şey ise eşsiz bir seri idi 🙂
ben hayatımda böyle kötü bir çeviri görmedim filmi izleyemiyorum resmen
Filmi milyonlarca defa izlemiş biri olarak hayatımda gördüğüm en berbat çeviriydi. Battle’ vuruşmak, my dear’ı azizim diye çevirmek gibi yüzlerce saçma çeviri vardı gerçekten izlediğiniz filmin keyfini kaçıran cinsten..
gerçekten de daha iyi çevrilebilirmiş, yine de ellerine sağlık biraz türk işi olduğu belli oluyor 😀
Türk işi değil bildğin Arap işi…
Komik olmayın, iki üç bildiğiniz ingilice bilginizle onu bunu eleştirip herşeye de çamur atmayın lutfen. Çeviri monoton bir şekilde duyduğunu ve gördüğünü aktarmak değildir. Eğer iyi bir çeviri yapacaksanizda aslından cevireceginiz dilin kültürünü ve insanların yaşayış biçimi ile paralel doğrultuda olmalı. Aksi takdirde izleyicide duygusal yoğunluk oluşturamazsiniz ve film sürükleyiciligini kaybeder. Ayrıca birisi Arap işi demiş çeviriye, ne alaka ?
Zannediyorum kitabı okumadınız… Tolkien, farklı toplumların dillerini de farklı yazmıştır. Kadim Elf dili, ortaçağ Shakespeare İngilizcesi ile; Rohan dili ise İskoç-İrlanda köylü şivesi ile yazılmıştır. Kitabın çevirisi bu anlamda muhteşemdir; ortaçağ İngilizcesi’ni çevirirken Farsça-Arapça karışık Osmanlı Türkçesi, Rohan için de Orta Asya Türk kavimlerinin Türkçesi kullanılmıştır. Bu açıdan bakarsanız, çevirinin muhteşem olduğunu görürsünüz. Her toplum, kendi karakterine uygun eski, çağdaş, kırsal dilleri kullanır.
değil mi
Son film hadi hayırlısı