
The Hairdresser’s Husband – Berberin Kocası
(Le mari de la coiffeuse)
- IMDb Puanı 7.4
- Yapım Yılı 1990
- Ülke Fransa
- Film Süresi 82 dakika
Yönetmen Patrice Leconte
Senaryo Claude Klotz, Patrice Leconte
Ödüller 1 BAFTA Film Award. Diğer 1 ödül & 7 adaylık.
Kasabasının güzel kuaförüne aşık olan Antoine’ın en büyük hayali büyüyünce bir kuaförle evlenmektir. Bu isteği babası tarafından sert bir tokatla karşılanmış olsa da, geçen yıllar Antoine’ın fikrini değiştirmeyecek ve en sonunda Mathilde ile evlenip, kendini bir kuaför dükkanının sessizliğinde huzurlu ve aşık bulacaktır. Mathilde’in sakin ama tutkulu aşkı, ilişkilerinin on yılı boyunca kendisine büyük bir mutluluk verse de, bu aşk hikayesi Antoine’ı ve izleyiciyi çok şaşırtacak, sürpriz bir sona sahiptir. Naif senaryosuyla; erotik yanındansa, dokunaklı bir aşk hikayesi olarak dikkat çeken Le mari de la coiffeuse, yabancı dilde en iyi film dalında BAFTA ödülüne de aday olmuş, fakat kazanamamıştır. Yönetmen Patrice Leconte’un ülkemizde en çok bilinen filmlerinden biridir. The Hairdresser's Husband - Le mari de la coiffeuse - Berberin Kocası 720P görüntü kalitesinde altyazılı izle meniz için sizlerle..
Müzikler ve anlatım tarzı güzeldi 7.5…
Antoine ve Mathilde sadece birbirlerine ait, birlikte zaman geçirmekten çok hoşlanan, öyle ki berber dükkanlarını hiç terketmeyen, arkadaşların kendilerine yararı olmayacağını düşündüklerinden arkadaş sahibi olmayan muhteşem bir çift film biteli yarım saat boyunca ekrana boş boş baktım ancak kendime geldim çok ince işlenmiş bir yapıt.
Erotik bir film başka bişi yok zorlarsan ….. Bişi çıkaramadım erotik saçma birşey izleyicide bol bol soru işareti bırakıyor hiç birşey katmıyor.
hapishane filmleri tutkunu olarak böyle filmler bana çok yavan geliyor. Ortada bir sey yokken kadin bi halt yedi , ayy baksana askinin bitmesine katlanamicagi icin neler yapti ne kaa guzel diyor.siz kafanizi mi yediniz mkk! Boktan fransiz filmleri..zaman kaybi
izlediğim en büyük aşk hikayesi,herhalde iki insan arasındaki gerçek ve saf sevgi, tutku , güven ve saygı bundan daha içten bir şekilde anlatılamazdı…kanımca bu filmde ortaya konan samimi oyunculuk hiçbir zaman değerini yitirmeyecek…
adamda benim 20 yıl sonraki halimi gördüm. garip
Filmlerden çok da bir şey anlamadığım bir dönemde izlemiş ve hayran kalmıştım. Neden hayran kaldığımı düşünüyorum da şimdiki zevklerime bakarak anlıyorum.
Amerikan sinemasının -Türk sinemasında da aynı şey var-, güzellik algısını yıkan bir film.
Hayat dolu yaşlıca ama küçücük bir adam. Gencecik çok güzel bir kadın. Adamın ona duyduğu saf sevgi, kadına kendini sevdirmeye yetiyor.
Basit ve yaralayıcı aslında. Bir erkek güzelliğe, kadın aşka vuruluyor. Çok mutlular ama. Kahkahalarla gülmüyorlar ama mesela benim en yakın arkadaşımın yanında bile olmadığım kadar özgüvenliler birbirlerinin yanında. Bunda yemek yerlerken birden bire ellerini kullanmaya başlamak ya da burnunu karıştırmak gibi şeylerden bahsetmiyorum.
İzledikten sonra neyi kastettiğimi anlayacaksınız. Kıyıda köşede kalmış film, kalsın da bence. Herkese hitap etmiyor zaten.
Ama biraz olsun soluklanmak istiyorsanız izleyebilirsiniz.
şiir gibi mısra mısra derinleşen bir film…
Şiirin film hali…