
Nostalghia – Nostalji
(Nostalgia)
- IMDb Puanı 8.1
- Yapım Yılı 1983
- Ülke İtalya, Soviet Union
- Yapım Şirketi Kino Lorber
- Film Süresi 125 dakika
Kategori
Tanınmış bir Rus şair olan Andrei, 18. yüzyılda yaşamış ve Bolonya’da eğitim görmüş memleketlisi müzisyen Sosnovsky’nin hayatını araştırmak için İtalya’ya gelir. Güzel İtalyan tercümanı eşliğinde Toskana’dayken mutsuz evliliğinin, karısının ve çocuklarının Rusya’daki hatırası onu avlar. Seyahati giderek içsel bir serüvene dönüşürken mistik bir aydınlanma, şairin yolunu aydınlatacaktır.
Tarkovsky’nin ülkesi dışında çektiği ilk film olma özelliğine sahip olan Nostalji, yönetmenine Cannes’da 2 tane çok prestijli ödülü birden getirmişti. Nostalghia - Nostalji 720P görüntü kalitesinde altyazılı izle meniz için sizlerle..
Tarkovsky’nin ülkesi dışında çektiği ilk film olma özelliğine sahip olan Nostalji, yönetmenine Cannes’da 2 tane çok prestijli ödülü birden getirmişti. Nostalghia - Nostalji 720P görüntü kalitesinde altyazılı izle meniz için sizlerle..
Tarkovski senden çok çok özür dilerim. Lise yıllarında anlayamamıştım. Felsefe ve hele ki Rus edebiyatına olan ilgim arttıktan sonra anlamaya başladım. Lise yıllarımın sonunda senin kıymetini fark ettim. STALKER filminin o sorgulamaya teşvik edici durumunu da üniversite yıllarımda anladım. Filmlerini baştan izliyorum. Dostoyevski’nin tüm romanlarını 2 kere bitirince seni anlamam kolaylaştı. Senin gibi bir üstat ile tanıştığıma o kadar çok mutluyum ki kelimeler yetersiz kalır. Toprağın altında yatman veya denizin içinde bir kül olman hiçbir şey ifade etmez; fikirlerin bizim beynimizi işgal etti zaten.
‘Yetinin etkinlikle çalışmasından ve evrenin olabilecek olan her şey olmasından ve aynı zamanda diğer sebeplerden bütünün Bir olduğu kavranır.’
‘Ne varsa ve ne olabilecekse diye sınıflandırmanın sadece mantıksal önemi vardır;fiziki olarak her ikisi de birbirinden ayrılamaz,ayrımsızdır,birdir ve aynı ölçüde sonsuz,hareketsiz,bölünemezdir;bütün ile kısımları arasında ayrımsızdır;başlangıç ile başlanmış olan arasında fark yoktur.Bu sonsuz evrende yüz yıldan,yıl andan,ayak uzunluğu stadyumdan,stad uzunluğu parasangadan ayrılamaz ve mahiyetine biri diğerinden farklı değildir.En doğrusu evrende hiçbir rakam yoktur.Evren Bir’dir.’
Bruno Venedik e teslim edilip Roma da cayır cayır yakılmadan önce bunları söylüyordu.
Nereden başlasam bilemiyorum.Tarkovsky nin memleket hasretiyle hastalık sürecinde İtalya da çektiği,Fransa da ölümünden sadece üç yıl önce çekilmiş bol ödüllü otobiyografik ve rejim karşıtı olağanüstü filmi.-Deli bir adam size utanmanızı söylüyorsa ne biçim bir dünya burası.
-İnsan özgürlüğünü bulunca ne yapacağını bilmiyor ya da özgürlügün ne olduğunu.
Edebi ve felsefi gücü yüksek,şiirsel anlatımlı inanılmaz replikleri olan kült bir yapım bu.
Bir adamın meydana seslenmek için çıktığı yerde tunçtan Marcus Aurelius heykelini görmekteyiz.Donatello nun Gattemela daki heykeli gibi.Orta çağ da kiliselerin baskısından ve engizisyon mahkemelerinin katı tutumundan,sanatsal değerlerin hor görüldüğü,rönesansla birlikte karanlığa ışık tutulan bir çağın başladığını arz eder.Bolonya da bir delinin kendini yakarak bilgiye ve gelecek nesillere bir meşale olduğunu görürürüz,aynı son sahnede mumu elinde tutup rüzgardan koruyan bir adamın su birikintisi önünde köpekle otururken yağmur yağması sahnesinde olduğu gibi.Mimari açıdan da çok güçlü bir film.Her yönüyle mistik bir drama seansı.
Bugüne kadar Tarkovsky filmlerine sıkıcı ve anlamsız diyenlere bende kızdım , ama sonuna kadar haklılar Tarkovsky nin amacıda buydu zaten bize hayatı göstermek hayatın amacını sorgulamak ve sonuçlara ulaşmak yerine hep daha fazla soruyla ve karmaşayla karşılaşmak… Kimseyi yargılamayın haklı yada haksız yok , doğrusuda yanlışıda yok bu hayatın. Dünyadaki tüm bilgiler bilgisizliğe eşittir..
Şimdiye kadar izlediğim filmlerden – ki çok film izledim birçoğunuz gibi – en kötüsü diyebilirim ya da en kötülerinden biri. Filmde birkaç güzel karşılıklı konuşma haricinde hiçbirşey yoktu. Mesele “sıkıcı” ya da “durağan” olması değil. Durağan olan ama güzel olan filmler de var. Fakat bu filmde alınacak, öğrenilecek, içe işleyecek, düşündürecek hiçbişey yoktu. İlk defa 5 puan verdim bir filme.
Nuri Bilge Ceylan’da kimlerin esintileri var diye çok uzağa gitmeye gerek yok sanırım…
Bu filmi izlerken önemli olan durağan sahnelerdeki imgeleri en iyi şekilde özümsemek ve hissetmek. Şairin içinde olduğu boşluğu ve arayışı anlamak önemli. Kadının da yüzeysel yolla gösterilen aslında hepimizin içinde olduğu doğru bir yoldaş ve eş arayışı gösterildiğinde şairin ‘neden bahsediyorsun?’ diyerek cevap vermesi kimsenin kimseyi ve dertlerini umursamadığını gösteriyor. Klasik bir durağan Tarkovsky başyapıtı.
Zannetmiyorum ki bu film sıfır emekle ve sıradan bir kafayla anlaşılsın.
gelmiş geçmiş en iyi yönetmen.
Büyük bir yönetmen görüntüler,kamera açıları ve hareketleri vs ve tarkovsky’nin en güzel filmi bana göre .Şiirsel bir film.Ama bana hitap etmiyor sevemiyorum filmlerini fakat büyük bir yönetmen olduğunu yadsımıyorum
son sahnede suda yansıyan sadece ışık…
‘kaspar hauser’ rumuzlu arkadaşa katılmakla birlikte, swann arkadaşın da Tarkovsky’i bu kadar iyi bilmesine rağmen hala bu filme yorum yapma nedenini anlamış değilim. Beğeni zaten öznel birşey, Tarkovsky’i biliyorsun tarzını da beğenmiyorsun e o zaman hala ne diye yorum yapıyorsun. Ayrıca farkında olmayabilirsiniz ama sinema bir sanat dalı, tek derdi milleti avm’lere toplayıp eğlendirmek değil.
tarkovsky’i anlamak sinemayı anlamaktır. onun filmlerini sadece sıkıcı olarak nitelemek ve böyle filmleri sevenlerin samimiyetini sorgulamak için buralara yazı yazma zahmetine giren Swann isimli arkadaş gibiler önce kendi beğenilerindeki samimiyeti sorgulamalıdır. böyle büyük sanatçılar pompalanmayla büyük sanatçı olmamıştır. bu tarz eserleri sıkıcı bulan insanlar pek tabii hayatın kendisini de sıkıcı bulabilirler. ama bu eserler tam da bu yüzden büyüktür. çünkü duygularımız sadece adrenalinle ilgili değildir. hayatta pek çok realite ‘slow-motion bir şiirsellik’te gizlidir. hollywood kökenli hiperaktif sinema bize sadece vaktin hızlı geçtiği illüzyonunu dayatır. Nostalghia işte bu illüzyondan çıkış kapısıdır.
Sonunda siteniz sayesinde çok övülen Tarkovsky sinemasını izleme fırsatı bulduk. Diğer usta yönetmenlerin filmlerini de görmek dileğiyle.
Eğer yönetmen hakkında bir bilginiz yoksa, ilk kez tarkovsky izleyecekseniz ilkin bir ön araştırma yapın. örneğin şiirsel sinema adında bir kitap vardır tarkovsky söyleşileri içerisinde toparlanmış, filmler hakkında önemli ipuçlarını da okuyucuya aktarmışlardır. Tarkovsky’nin imgeleme ağırlıklı bir anlatımı olduğundan bu size film hakında iyi yada kötü bir yorum yapma doluluğunu sağlayabilir.
Sıkıntıdan patlamadığını ve bu filmi beğenerek izlediğini iddia edenlerin yüzde 99’unu samimi bulmuyorum. Dünyanın en sıkıcı filmlerini yapan ve buna rağmen çok büyük yönetmen diye pompalanan bir isimdir Tarkovsky. İzleyin, ne demek istediğimi anlayacaksınız. İnat etmezseniz bu filmin sonunu getirmeniz de imkansızdır.
http://www.fb.com/photo.php?v=673155746067296 üzerine sitenizde görmek güzel.. ,))
Nihayet sitede. Tarkovsky sinemasının bana göre en çarpıcı eseridir Nostalghia. Sinema tarihinin başyapıtlarından biri olan bu filmi izleyin ve mest olun. Teşekkürler unutulmazfilmler.
stalkerdan sonra sevdiğim en iyi tarkovski eseri izleyin izlettirin.tasavvufa göndermeler var.efsane mumla yürüme sahnesi bu filmdedir
sayenizde tüm Tarkovsky filmografisine kavuştuk. büyük ustanın mistik şiirleri izleyeni hayatının en içsel yolculuğuna çıkarıyor. bu yedi uzun metrajlı film, aslında hepimizin içsel gözlemlerinin bir şairin gözünden fotoğraflanması. nostalghia ise bu şiirin ayrılmaz bir parçası.