
Far from the Madding Crowd – Çılgın Kalabalıktan Uzak
Ekonomik özgürlüğe sahip, güzel ve inatçı bir kadın, üç farklı erkek tarafından arzulanmaktadır: başına buyrukluğundan etkilenen çiftçi Gabriel Oak, yakışıklı ve pervasız çavuş Frank Troy ve zengin, olgun bir bekar olan William Boldwood. Bathsheba’nın özgürlüğünü sürdürmeye çalışarak yaptığı seçimler, tutkuları ve aşkı keşfedişi hikaye ediliyor...
Filmin genel itibariyle yavaş tempoda olduğunu ve takip etmekte zorlandığım kısımlar içerdiğini söyleyebilirim. Fakat son beş dakika, biraz sıkılarak izlediğim o iki saate değdi. Pride and Prejudice sevenler muhtemelen bu filmi de seveceklerdir.
Çok çok iyi bir film.Klişe aşk filmlerinden tamamen farklı.Puanım 8/10
Gabriel 10 numara adam yaa kadina gicik oldum ya adami basdan beri sevdigi halde sirf inadi ve kibiri yuzunden evlenmicem dedi filmin sonundada kendisi evlik teklifinde bulundu adama resmen ne kadar ironik
gabrielin yerinde olsam kabul etmezdim
Filmde duyguyu hissettirebilen tek kişi Çavuş Frank.
inekler duyguyu böyle hissediyor demek
Gerçek aşkı bulma yolunda bir kadın, aşkına sadakatle bağlı olan onurlu bir adam.. kesinlikle izlenmesi gereken duygu yüklü bir film.. 8/10
Gabriel … Açıkcası film beklentilerimi karşılamadı,çoğu sahneyi sararak izledim. Boş vaktiniz varsa önerebilirim.Sadece Gabriel bütün duyguları hissettirdi.
Olayın işlenmesi ve kadın-erkek bakış açısını irdelemesi bakımından gayet başarılı. Rollerin nasıl tersine dönüşüverdiğini ironik şekilde ele alması, kostüm ve çekim kalitesi bakımından da oldukça beğendim.
Çooook beğendim Gabriel bei çook duygulandırdı. Sadık aşıklar hep hor görülür zaten.
Duyguları izleyiciye hissettiren başarılı bir dönem filmi, sıkılmadan izlenebiliyor. Romantik film ihtiyacını gayet güzel beslemekte.
Kitabı Kadar İnanılmaz Tek Kelime ”Müthiş”
3 erkeği parmağında oynatanbir kadın… aşk filminden uzak,tuhaf ilşkilerle dolu bir film boş vaktinizi daha kalıteli yapımlarla değerlendirebilirsiniz.
Oyunculuk ve manzaralar çok güzel, zevkle izledim.
başlarda hiçbir erkeğe gereksinim duymadan kendi ayakları üzerinde yaşayabileceğini savunan feminist bir ideolojiye sahip özgürlüğüne düşkün genç bir kadın aşkla tamıştıktan sonra her şey değişti
"İnsan düşünürken muktedir yaşarken acizdir" demişler. Kendinizi ne kadar güçlü, asil, özgür hissederseniz hissedin, hatalı tercihleriniz her şeyi mahvedebilir. Hayatına yön veren şey doğuştan sahip oldukların değil, kendi seçimlerin oluyor neticede. Ana karakterin kadın olduğu filmler arasında favorilerimden biri oldu. Çok beğendim.
İngilizlerin sadece romanlarını ve onların film uyarlamalarını seviyorum sanırım. Hangi yıl hatırlamıyorum daha önce de çekilmiş filme. O romana daha sadıktı. Ama bu da güzel. Sevdim. Bence siz de seveceksiniz.
20-26 yaş aralığında olan bir bayan olarak diyeceğim ki Bathsheba tam bir gerizekalı. Başına buyruk falan değil…Kendini zeki sanan şımarık bir salak.
etkileyici bir senaryo, dönem filmi ve aşk-gurur konularını sevenlere hitap ediyor.
Hiç sıkılmadan seyrettim, tasiye ederim.
kitapla ilgisi çok az, o yüzden türüne sadık bir romantik drama filmi olarak izlenmeli. filmin çekildiği yerler, yaratılan mizansenler filmin başarılı yönlerinden. seçilen oyuncular da çok başarılı. senaryo kesik kesik başlasa da hikayeyi sonuç noktasına dek güzel tırmandırıyor.
yalnız bu yönetmenden daha ilginç işler beklerdim, biraz holywood etkisinde kalmış sanki.
çok güzeldi.kaliteliydi…müzikleri muhteşem biraz 2005 yapımı pride and prejudice adlı filmin tadında buldum.