
Close-Up – Yakın Plan
(Nema-ye Nazdik)
- IMDb Puanı 8.3
- Yapım Yılı 1990
- Ülke İran
- Yapım Şirketi Zeitgeist Films
- Film Süresi 98 dakika
Ali Sabzian, İran'ın en önemli yönetmenlerinden biri olan Mohsen Makhmalbaf'ın hayranı olan bir sinemaseverdir. Mohsen Makhmalbaf'ın önce yazmış sonra da sinemaya uyarlamış olduğu eserlerden birini otobüs yolculuğu sırasında okurken diğer yolculardan birinin yoğun ilgisine maruz kalır.
Kendisi de Makhmalbaf'ın büyük bir hayranı olan kadın, onun bir eserini okuyan birini görünce kayıtsız kalamamıştır. Kadının bu yoğun ilgisini farkeden Ali, kendisini Mohsen Makhmalbaf olarak tanıtır ve yeni filmi için çalışmalarını devam ettirdiğinden bahseder.
İran'ın, minimalist tarzı ile adından ve sinemasından en çok söz ettiren yönetmenlerinden olan Abbas Kiarostami, yine kendi tarzında çok önemli bir çalışmaya imza atıyor. 1990 yapımı olan film, yönetmenin sinamatografisindeki en önemli çalışmalardan biri olarak kabul ediliyor. Close-Up - Nema-ye Nazdik - Yakın Plan 720P görüntü kalitesinde altyazılı izle meniz için sizlerle..
Kendisi de Makhmalbaf'ın büyük bir hayranı olan kadın, onun bir eserini okuyan birini görünce kayıtsız kalamamıştır. Kadının bu yoğun ilgisini farkeden Ali, kendisini Mohsen Makhmalbaf olarak tanıtır ve yeni filmi için çalışmalarını devam ettirdiğinden bahseder.
İran'ın, minimalist tarzı ile adından ve sinemasından en çok söz ettiren yönetmenlerinden olan Abbas Kiarostami, yine kendi tarzında çok önemli bir çalışmaya imza atıyor. 1990 yapımı olan film, yönetmenin sinamatografisindeki en önemli çalışmalardan biri olarak kabul ediliyor. Close-Up - Nema-ye Nazdik - Yakın Plan 720P görüntü kalitesinde altyazılı izle meniz için sizlerle..
Gerçek ile hayal edilenin birlikte yolculuk yaptığı motosiklet sahnesi benim için, sinema tarihindeki enfes karelerden biri. Her karesi ayrı güzel her karesi ayrı anlam.
dislike’m daima sizinle h. .
iyi seyirler 🙂
Bu neden umrumda olsun?
Karakterle bütünleştiğiniz, onun hissettiklerini içinizde hissettiğiniz bir film.
Film gerçekten çok iyi gerçeklikle iç içe fakat film içinde geçen kürdistan olayını anlayamadım böyle biryer var mı? Var ise başkenti neresi ? Böyle büyük bir usta yönetmenin böyle saçma bir kurguyu filmine neden taşımış anlayamadım.
Kürdistan bir bölge ismi. Yani bir ülke – devlet değil ama bölge olarak yüzyıllardan beri Kürdistan diye geçer. Kanuni Sultan Süleyman ın Şalken e yazdığı mektubu okursan (Nette vardır) orda bile ben şu şu şu diyarların hükümdarıyım derken aralarında Kürdistan da demiştir. Yani çok da doğal birşey, çünkü o bölge ağırlıklı olarak Kürtlerin yaşadığı bölge. Bunun siyasetle bir ilgisi yok aslında, tamamen coğrafya ve sosyoloji ile alakalı.
İran kültürü Osmanlı imparatorluğundan günümüze kadar bizle etkileşim halinde ve de halen devam ediyor. Tarafsız bakış açısıyla İran çok derin bir edebi kültüre sahip. Bunu sinemasına da yalın bir şekilde aktarıyor. Replikler,oyunculuklar hakikaten harika. Sanatsal,toplumsal,felsefik olarak çok iyi bir film. Nuri Bilge Ceylan’ın Abbas Kiyarüstemi’den baya baya etkilendiği de gözden kaçmıyor değil…
Sadece İran sineması ve çevrildiği 90’lı yılların değil; sinema tarihinin önemli filmlerinden biri olduğunu söyleyebiliriz. Filmde hemen herkesin kendisini oynamasına karşın bir belgesel değil. Dolandırıcılıkla suçlanan adamın, bu davranışı sinema tutkusuyla yaptığını film boyunca ifade etmesine karşın tek başına sinema tutkusu filmi de değil. “Dolandırıcı” Sabzian’ın işsizlikten, parasızlıktan, itibar görme arzusundan ve tabi ki sinema sevdasından bu yola girmesi ve giderek kendisini bu role kaptırması; sadece mahkeme heyeti ve davacıları değil, biz izleyenleri de suç, ceza, adalet, merhamet, vicdan kavramlarının damarlarında dolaştırıyor, sadece izleyen olmanın ötesine geçiriyor. Filmin sonunda sahte ve gerçek yönetmenin buluşması ve motorsiklet yolculuğu unutulacak cinsten değil.
“Ona söyleyin, bisikletçi benim bir parçam” diyor ya, bu film de benim bir parçam sanırım. Huzur içinde uyu Kiarostami, benim için hep bir kahraman olarak kalacaksın.
Değişik bir konu olması , bildiğimiz Amerikan Sinemasına benzememesi , İran ‘dan seslenmesi falan ilgi çekebilir fakat bu filmi beğenmek hatta övüp tavsiye etmek de neyin nesi. Felaket. İnatla sonuna kadar gittim.Davranış bozukluğu olan bir insanın saçma sapan hikayesini seyredip vaktimi boşa harcadığım için çok kızgınım . Yazık…Yazık .. Berbat…
Kesin izle bu filmi tavsiye ediyorum
basit bir konu üzerinden inanılmaz mesajlar veriyor film çok iyi çok
çok etkileyici bir film,,,zaten iran sinemasının minimalist ama bir o kadar da sarsıcı filmlerinden,,,izleyin derim
Yaşadığımız Darbe girişimi günlerinde umut veren filmlerden..
Yoksunluktan işlenmiş masum sayılabilecek bir suçun merhamet ve anlayışla karşılanışını anlatıyor. Düşen ve yuvarlanan sprey kutusunun, çöplükten alınan çiçeklerin ve buna benzer küçük ayrıntıların sembolik anlayımlar olduğunu düşünüyorum, henüz o denli entel olmadığımdan çıkarımlarım temelli değil.
film çok güzel tavisye ediyorum