
Cinema Paradiso – Cennet Sineması
(Nuovo Cinema Paradiso )
Kategori
Yönetmen Giuseppe Tornatore
Senaryo Giuseppe Tornatore, Giuseppe Tornatore, Vanna Paoli, Richard Epcar
Ödüller 1 Oscar Kazandı. Diğer 23 ödül & 31 adaylık.
1980'lerin İtalya'sıyla başlayan filmde ünlü İtalyan yönetmen Salvatore Di Vita bir gece evine döner. Annesinin Alfredo'nun öldüğünü söylemek için telefonla onu aradığını öğrenir. Salvatore doğduğu köy olan Giancaldo'ya 30 yıldır dönmemiştir. Bu haberle 30 yıl öncesini, çocukluğunu hatırlamaya başlar. Sinema sevgisinin ilk oluştuğu günlere.. Cinema Paradiso - Cennet Sineması 720P görüntü kalitesinde altyazılı izle meniz için sizlerle...
Film,yönetmen Tornatore’nin Sicilya’daki memleketi Bagheria’da ve Cefalù’da çekilmiş. Şehre hayran kalmamak mümkün değil.Cennet Sineması halkın evi gibi ve herkes o evin bir sakini.. Sıcacık bir film olmuş,oyuncular,müzikleri,şehrin mimarisi hepsi çok özeldi. Hem üzen,hem güldüren 1988’de çekilmiş bir film olmasına rağmen bugün hala aynı duyguları hissettiriyor olması bence büyük başarı. Alfredo ve Toto’nun dostluğu bana Zeze ve Portugayı anımsattı:) Umarım hayat bizleri de Alfredo gibi gerçek ve güzel dostlarla bir araya getirir.Zamanla kesinlikle tekrar izleyeceğim,sitede emeği geçen herkese teşekkürler.
58. dakikadaki şarkının ve şarkıcının ismini bilen var mı lütfen??
El Negro Zumbon – Silvana Mangano
Harika bir film…hayatın tam merkezine inmiş herkesi içine alabilen bir bakış açısı..kimseyi rencide etmeden her şeyi anlatabilmek çok büyük bir başarı…kültür budur.Teşekkürler tüm emegi geçenlere…Keyf aldık..ders aldık..güldük..agladık.teşekkürler..
Müziği geçişleri ve anlatmak istedikleriyle çok güzel,tam da hafif rüzgarlı bir yaz akşamında izlemelik bir film kesinlikle sıkmıyor
Salvatore ve Elena’nın yıllar sonra tekrar buluştuğu sahne neden kesik?
Cinema paradiso…Tornatore yi tanıdığımız film.Termosu çok yüksek bir senaryo.Seksenleri muazzam hazırlayan,kırsalı veya mahalle ortamının havasını içine çekenlerin açıp izlediğinde kanına dokunan bir drama.Sonunda bir damla gözyaşı akıtma olasılığımız son derece olası.
kuş ölür, sen uçuşu hatırla…
Yaşım 51 değil böyle bir film bir sinema mirasından haberim yoktu. Az kalsın niyazi olarak gidecekmişim. Toto ile çoook ama çok benzerliğimiz var inanmazsınız anlatsam. Özellikle film parçalarını toplaması, sinemaya daha çok makinistliğe özenmesi, kırtasiye dükkanında çalışıp 8 mm’lik bir sinema makinası almıştım kendime. Yanan filmleri kesip tamir etmeyi makaraya film sarmayı insanlara izletmeyi çok severdim. arkadaşımın babası ilçe sinemasında makinistti n’olur babanla konuş kabine girmeme izin versin derdim hep. Babasının deniz kenarına attığı hurda filmleri toplar evde kendi yaptığım ilkel makinada izlerdim. Sinemada herkes film izlerken ben projeksiyonun danseden ışıklarına ve kabin penceresine bakardım. Burası çok çarpıcı aynı toto gibi istanbul’a üniversite için ayrıldığım ilçeye babamın ölümününde araya girmesiyle tam 29 yıl sonra geri döndüm daha doğrusu ziyaret ettim. Daha da çarpıcısı ben genç totoya değil ama yaşlı olanına sima olarak çok benziyorum. Aman Allahım!
Hayatı her köşesine yerleştirilmiş aynalarla yansıtıyor. Çok siz, çok biz, çok içten. Kalbe dokunan ılık esinti tadında bir film. İzledikten sonra dalıp belki çok eskilere, kendi deneyimlerinize yolculuk sağlayacak film
müzikleri mi kendisi mi naif kurgusu mu içten oyunculukları mı daha etkileyici karar veremediğim için insana dair her umudumu yitirişim de tekrar izlerim,içime kuşlar dolar,izleyin,izlettirin.
Toto’nun Totosu’na vurmak isterdim. :).
ve geldik Giuseppe Tornatore’nin başyapıtı diye anılan Cennet Sineması filmine. daha önce aynı yönetmenden Malena filmini izleyip başarılı bulmuştum. o film tabi daha eleştirel bir senetyoya sahip idi. burda ise daha böyle hayatı anlatan bir drama koymuş önümüze. gerek güzellikleriyle gerek acılarıyla bir çocuğun büyürken yaşadıkları ve büyük yönetmenliğe giderkenki hikayesini. film birçok açıdan çok başarılı ve zaman da su gibi akıp gitti tabi. Ben Philippe Noiret’in oyunculuğuna hayran kaldım yine.yine diyorum daha önceden Il Postino(Postacı) filmini izlemiştim ve Neruda rolünü harika yapmıştı. Bu kez de sinema makinisti ama aslında yine bir akıl hocası. aramızdan ayrılması da üzücü ama ne yaparsın hayat ! son olarak da ennio morricone yine müzikleriyle beni benden aldı yine. Dolar üçlemesinden ( iyi,kötü ve çirkin ) ve bir zamanlar amerika gibi kült filmlerin müzikleriyle sinema müzisyenleri denince akla gelen ilk adamdır. hala filmler için müzik üretmekte yanlış bilmiyorsam. tabi bu söylediğim bütün unsurlar bir araya gelince başarılı bir film çıkmış efendim. izlemeden geçmeyiniz.
10/9 filmi harika dram agırlıklı ve sizi güldürebilen cok içten bi film müzikleri şahane kesinlikle izleyin .
ve her insanın hayatında bi alfredo olmalı … yanınıza mendil almayı unutmayın saygılar.
Yönetmen; Giuseppe Tornatore’nin başyapıtı Cennet Sineması, 1988 Cannes film festivalinde juri özel ödülü ve yabancı dilde en iyi film Akademi ödülünü kazanmıştır. İtalya sinemasının özel yapımlarından olan film Köyün yaşam kaynağı olan Cennet Sineması’nın çevresinde toplanan halkı ve sinema meraklısı küçük Toto’nun sinemada projeksiyoncu olarak çalışan Alfred ile ilişkilerini inanılmaz bir insancılıkla bizlere aktarıyor. İtalya insanının sıcak ve içten yapısını o dönem ki yazlık sinema sektöründe buluşturmuştur. Filmin ilk yarısı, küçük Toto’nun sinema peşinde koşma maceraları tatlı bir dille anlatılırken, filmin ikinci yarısı gereksizce uzatılmış ve insanı sıkar suruma getirilmiştir. Bunun dışında genel itibari ile filme baktığımda, insanı yakalayabilen ve sinemanın aslında insanlar için ne önemli bir araç olduğunu vurgulamış ve başarı kazanmıştır. son olarak söylemek istediğim şey; filmin müzikleri. Ennio Morricane ” Once Upon a Time in America ” filminden sonraki yapmış olduğu en iyi film müziği olması ve Cennet Sineması’nın ahengine uygunluğu ile tam not almayı hak ediyor.
Yillar evvel 1-2 defa izlemistim, hala muhtesem. begenmeyenlere hizli ve ofkeli serisini tavsiye ederim
bu filmi nası beğeniyorsunuz anlamıyorum.yorumlara bakıp beğeniyle izleyeceğimi sandım fakat 30 dk izledikten sonra kapattım.Normalde filmleri beğenmesem bile yarıda kapatmam ama bu kapattırdı belki beklentiyi yüksek tutmuşumdur. Ama eminim ki bu yorum burada yer almalı.
bu filmi nası beğeniyorsunuz anlam veremedim. 30 dk izleyip aşırı bir sıkkınlıkla kapattım. normalde filmleri yarıda kesmekten hiç haz etmem.