
Before Sunrise – Gün Doğmadan
- IMDb Puanı 8.1
- Yapım Yılı 1995
- Ülke Amerika, Austria, Switzerland
- Yapım Şirketi Sony Pictures
- Film Süresi 101 dakika
Fransız yüksek lisans öğrencisi Celine ile Amerikalı Jesse , Budapeşte - Viyana treninde bir çift kavga ederken tanışır.Jesse ertesi gün uçağa binecektir. Gün boyu geecek ancak parası yoktur. Celine bunu kabul eder ve 14 saat boyunca hayatlarını etkileyecek ilginç şeyler olur.
Film gerçekten çok gerçekçi ve güzel. 14 saat boyunca birbirlerine sordukları şeylerle ve cümleleriyle birbirlerini tanımaya çalışıyorlar. Açıkçası konuştuklarına “saçma” diyenleri anlayamıyorum, sanırım bu tipler karşısındakinin suratına aval aval bakıp 8273 saat konu bulmaya çalışan ama bulamayan uzun süre rahatsız edici sessizlik yaratan boş kafalı ve sıradan insanlar. Eğer gerçekten kulağınızı verirseniz güzel konulardan konuştuklarını görebilirsiniz ve sizin de bazen düşündüğünüz şeyler hakkında konuştuklarında daha ilginç oluyor.
“Before sunset 9 yıl sonra aynı oyuncular ile devam filmini de izleyin!
En son onların oturduğu boş mekanları gösterince şunu düşündüm onlar varken o çekilen yerler çok anlamlıydı ama onlar yokken cekildiginde aslında o yerin ne kadar da önemsiz olduğunu hissettim yani bir bakıma şöyle mekanları ve güzel yerleri anlamlı yapan bizlerin hikayesi.Bizim hikayelerimiz aslında herşeyi anlamlı yapan.Bizlerin hikayelerinide guzellestiricek insanlar olur umarım hayatlarımızda
Sizi bilmem ama bu filmdeki bütün sorular beni düşündürmeye itti. Özellikle “insanlar bunun çok azı için evleniyorlar” diyaloğu “gerçektende öyle” dedirtti bana. Yani ben daha liseli yaşlarımda olduğumdan uzun süreli pek tanımadığım birisine maruz kalmadım ama aileme bakarak dediklerini çok iyi anlayabiliyorum. Açıkçası babam ile annem o kadar birbirinden farklı insanlar ki her yemekte kavga etmelerine rağmen birbirinden ayrı kaldıklarında birbirlerini özlüyorlar. Galiba alışılmış bir çaresizlik var aralarında. Neyse… Filme gelecek olursak, gerçekten izlediğim en iyi aşk filmlerinden birisi ancak izlediğim en iyi ilişkileri işleyen film. Ethan Hawke ile Julie Delpy’nin kimyası çok iyi tutmuş. Delpy’nin başta oyunculuğu biraz sırıtıyormuş gibi geldi ama sonradan anladım ki bu yeni tanıdığımız insanlara olan soğukluktan kaynaklanıyor. Son 1 saatte karakterler birbirleriyle çok iyi anlaşıyor. Ve o soğukluk gidiyor. Eğer şuan izlemeyi düşünüyorsanız, izleyin yani. Beğenmeyeceğinizi sanmıyorum ama eğer düşüncelerinizde eleştiriye açık değilseniz belki düşüncelerinizin darbe almaması için konuşulanlara saçma diyebilirsiniz. Aşağıda öyle bir yorum gördüm de o yüzden dedim. 9,5/10
İlişki dogasını ve felseesını bu kadar guzel anlatan,sevgiyi bu kadar safıyane anlatan ender fılmlerdendir..Yıllar sonra 3. kez aynı şevkle seyrettim zevkle,dolu dolu…Bana göre romantizmin efsane filmiydi ; azıcık sevgi dolu ınsan bile bu fılmden etkılenır herhalde, 15 yılda 3. kez ızledımdi..)
Film her dakikasında büyülüyor mutlaka izleyin
Bir aşk filminden daha fazlasıydı.Felsefik açıdan da kesinlikle muhteşemdi.Ve bugüne kadar izlediğim hiçbir aşk filmi gibi değildi.Kesinlikle harikaydı.Filmdeki her detay,her detay çok güzeldi.
Çok sıkıcı, 20’li yaşların başlarındaki iki gencin saçma sapan sohbetlerini dinliyorsunuz film boyunca.. Ancak 1 saat dayanabildim.
İzlediğim en iyi romantik drama olabilir. Filmi bence, diğer filmlerden ayıran en temel şey, bu filmde iki insanın birbiriyle olan yakınlaşmasını seyrederken, aslında bir yandan da hayata bakışlarını, ilişkilerin, insanların iç yapılarını görüyoruz. Çok şey söylenir, ama unutulmayacak serilerden biri. Kesinlikle izlenmesi gereken bir film…
Kafa boşaltmak için değil, boş ve dingin bir kafayla izlenmesi gereken bir film. Hiçbir saniye kaçırılmamalı. İzlerken durdurup durdurup, geçen cümleleri düşüneceksiniz.
”Çünkü beni bilirsin,ben karıncaya bile zarar veremem.Gerçekten zarar verebileceğim tek kişi,yine benim”
İzledğim hiçbir romantik filme benzemiyor,izlemeden önce ön yargılı davrandım sonra kendime kızdım.Günümüz dünyasının ”aşklarından”’ sıyrılmış ve gerçek ilişkiye dair yüklü anlamlara sahip bir film.Derin cümleler içinde kendinizi sorgularken bulacaksınız.
”Çünkü beni bilirsin,ben karıncaya bile zarar veremem.Gerçekten zarar verebileceğim tek kişi,yine benim.”
izlediğiniz hiçbir romantik filme benzemiyor,filmi izlemeden önce çok ön yargılı davrandım ve sonra kendime kızdım.kendinizi derin cümlelerin içinde sorgularken bulacaksınız.
boş zamanınız varsa izleyin diyebileceğim bir film değil izlemek için boş zaman yaratın diyeceğim bir film
Zamanın azalması ve değerin artması. Hep sonunda farkedilir ya zaten bu. Diyaloglar klişe aşk tablolarından çıkartmış fazlasıyla filmi.
Filmi izlerken daha ilk 15-20 dakikasında beklediğim tarzda olmayacağını anladım. Çünkü bu film sadece aşk konulu romantik bir film değil aynı zamanda felsefi bir filmdi. Aşağıda sadece bir arkadaş bundan bahsetmiş. Alışılagelmiş romantik filmlerden daha farklı fakat bir o kadar güzel, eğlenceli ama hüzünlü bir film. Oyuncularda rollerinin hakkını fazlasıyla vermiş.
Akıcı, kaliteli diyaloglar ve basit görünen konusmaların altında yatan güzel bilgiler.. Yasanılan asktan ziyade iki insan aslında ne kadar cok konusacak sey bulabilir, bir geceyi nasıl mükkemmel hale getirebilir onu izledim ben bu filmde. Güzel, çerezlik gece filmlerinden.
MÜKEMMEL BİR FİLMDİ YARIN DEVAMINI İZLİCEM YİNE DE AĞLADIM
Normalde drama-romantik filmleri izlerken kadın başrol yerine kendimi koyarım ☺️. Bu filmde Celine ile Jesse’nin hikayesini dışardan izleyip kendimi onlarla kıyasladım. Konuşulan konular hakkında düşündüm. Ben nasıl davranıyordum? Feminizm veya ölüm hakkında ne düşünüyordum? Kime nasıl aşık oluyordum? ve tadı kaçacak diye ikincisini izlemeye korkuyorum.