
A Trip to the Moon – Aya Seyahat
(Le voyage dans la lune)
- IMDb Puanı 8.2
- Yapım Yılı 1902
- Ülke Fransa
- Film Süresi 13 dakika
Yönetmen Georges Méliès
Ödüller 1 ödül
Prof. Barbenfouillis başkanlığında bir grup astronom Ay'a gitmek üzere planlar yaparlar. Sonuçta dev bir toptan gönderilen mermi şeklindeki uzay gemileri ile hedeflerine ulaşırlar. Ancak burada Aylılar tarafından kaçırılıp Ay kralının sarayına götürülürler...
George Méliès'in çoğu Jules Verne'e dayanarak yaptığı yüzlerce kısa filmden bu en ünlüsü, -açıkça H.G.Wells'in First Men in the Moon'undan da esinlenerek- sinema tarihinin ilk bilim kurgu filmi olarak haklı bir üne sahiptir. Méliès'in filmleri janra ait klişelerin tümüne sahiptir neredeyse; çılgın bilim adamları, dehşet verici icatlar, roketler... Roketin Ay'a varışını simgeleyen sempatik sekans, kuşkusuz sinemanın en bilinen sahnelerinden birine vesile olmuştur.
George Méliès'in çoğu Jules Verne'e dayanarak yaptığı yüzlerce kısa filmden bu en ünlüsü, -açıkça H.G.Wells'in First Men in the Moon'undan da esinlenerek- sinema tarihinin ilk bilim kurgu filmi olarak haklı bir üne sahiptir. Méliès'in filmleri janra ait klişelerin tümüne sahiptir neredeyse; çılgın bilim adamları, dehşet verici icatlar, roketler... Roketin Ay'a varışını simgeleyen sempatik sekans, kuşkusuz sinemanın en bilinen sahnelerinden birine vesile olmuştur.
o adamlar aynı küçücük yere nasıl sığdı
beyenmedim.
başta bir kişinin seyahate karşı çıkmış olması bir yere bağlanır diye ümit ediyordum, bağlanmadı. Sonda mürettebattan bir kişinin ayda kalması bir yere bağlanır diye umuyordum o da bağlanmadı. sonu da çok saçma bitti. ayın gözüne giren roket yaratıcıydı, ama bu kadar fazla kullanılması soğuttu. her yerde gözüne roket girmiş ay, adamların eteğinde, ellerine verilen plakette, dikilen heykelde, afişte… aman, bizim gözümüz de oyuldu yani. eleştirel görünüp eleştirel olmayan bir film ayrıca. dostlar yüz senelik film demişsiniz ama das cabinett bu filmden 18 yıl sonra çekildi 18. yalnızca on sekiz yıl içinde ne oldu da böyle bir sıçramaya şahitlik edildi diye sorarlar adama. bir bok olmadı canım, onun yönetmeni yaratıcıydı, bununki çalışkanmış. ama çalışkan olmak yetmiyor işte. emek emek diyorsunuz yok film bilmem kaç kareymiş, hepsi ayrı ayrı boyamış bilmem ne. emek verilmiş olması bi filmi şaheser yapmaya yetmez (ayrıca o kadar da iyi boyayamamışlar) o zaman yüz adım öteden iplik fırlatıp iğne deliğinden geçiren adamı da övelim, çalışmış didinmiş o kadar. ilk film olduğu için değerli. o kadar. arkeoloji filan ilgileniyorsanız bunu da seversiniz. ama yedinci sanattı bilmem neydi diye kafa ütüleyip filmi beğenmeyenlere ergen demeniz sizi sinema aşığı yapmıyor, en iyi ihtimalle genel kültürünüzü ve varmış olduğunuz aşırı yüksek bilinci hazmedemediğinizi gösteriyor.
on’n dışında müzikler eyiydi.
Izlediğim en bilime aykırı bilim-kurgu filmiydi. Ama 1902 yılında bu kadar geniş bir hayal gücüne sahip olmak ve bunu uygulamaya döküp büyük eforlar sarfederek bir film yapmak inanılmaz! Filmin başında yazan açıklamaya göre filmin çekildiği dönemde yalnızca siyah-beyaz imkanlar olduğundan her sahne tek tek elde boyanmış. Unutulmaz olmak sabır gerektiriyor. Bu arada renkli kopyalar kaybolduktan sonra tüm sahneleri 2010 yılında tekrar renklendiren ekibe de teşekkür ediyorum. Sinema tarihine büyük bir eseri tekrar kazandırmışlar. Bu filmden henüz haberim olduğu için kendimden utandım. Önyargılarınızı bırakıp hemen izleyin. En kötü ihtimalle 15 dk kaybedersiniz! Iyi seyirler.
Ilkler değerlidir.Unutmayalım.
Bir bilim kurgunun başlayışı..
sadece bilim kurgu değil film tarihinin sinemanın başlancıgı
Sinemanın ilk bilim kurgu filmi.George Melies SAHESERİ…
1902’den bahsediyoruz